6 Eylül 2014 Cumartesi

Şeker Portakalı - José Mauro De Vasconcelos *Yaz 2014 Okuma Şenliği*


BU - Kİ - TA - BI - HER - KES - O - KU - SUN!

Not: Trenlerden nefret ediyorum artık.

  Zeze'nin yaşamını, hayal gücünü, şeker portakalı fidanıyla yaptığı sohbetleri, insanlara bakış açısını, kısaca her şeyini öğrenmeli insan. Zeze yoksul ama; cüretkar, yardımsever, hoşgörülü, insanların üzülmesine kıyamayan, bencillikle alakası olmayan, anlayışlı, kimseden dilenmeyen, insanların ayakkabılarını boyayarak para kazamaya çalışan, etrafındaki nesneleri ve özellikle okumayı kendi kendine öğrenen ve bu nedenle okula erken gönderilen sadece 5 yaşında bir çocuk. Ara sıra şeytan ona fısıldayıp yaramazlıklar yaptırsa da aslında Zeze çok iyi biri. Hatta o kadar iyi biri ki şarkı söylemeyi sevdiği için yolda şarkı söyleyip şarkı sözlerini satan Bay Ariovaldo'yla düet bile yapıyor. 

  En nefret ettiğim şeylerden biri, bir insanın haksız yere dövülmesi. Haksız yere bir çocuğu dövmek hiç adil değil! Hem o daha 5 yaşında bir çocuk! Yazık değil mi, siz söyleyin. Zeze'me vuran ellerin kırılsın Lala (Jandira), Totoca (Antonio), Paulo! Manuel Valadares nam-ı diğer Portuga demiyorum. Neden mi? Çok mu merak ediyorsunuz? O zaman kitabı okuyun! :) 


  Kitabın son 60-70 sayfasında gerçekten çok ağladım. O son sayfaları yok mu hele. MARGARİTA!!!!!!!!!!!!!!

  Kitapta en sevdiğim karakterler: Zeze ve Portuga <3

  Kitabın sansürlenmesini çok saçma buluyorum. Kitapta; bok herif, pislik, kıç (sonradan kıç'a kaide veya  popo denildiğini öğreniyor.), şeytan, lanet, çatlak, cadaloz kelimeleri yer almakta. Bunlar mı kitabın sansürlenmesine neden olan kelimeler? Büyük ihtimalle hayır. Çünkü bu kelimelerin küfürle bir alakası yok. Ben sadece bir tane küfür gördüm. Evet çok kötü bir küfürdü ama Zeze daha sonra bunları da söylüyor:

(Zeze söylediği cümleye küfür ekler.)
''Ne dedin?''
''Onun bunun çocuğu, şey çocuğu kadar kötü mü... Öbür çocuk kadar?''
''Aşağı yukarı aynı şey.''
''Peki bir daha söylemem.''

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder